Düğünlerdeki Batıl İnançlar
Anasayfa / Blog Listesi / Düğünlerdeki Batıl İnançlar
Düğünlerle ilgili ne zaman başladığını kim tarafından başlatıldığını bilmediğimiz pek çok gelenek ve inanış vardır. Gelinin ve damadın yapması ve yapmaması gereken birçok şey vardır. Bu olayların bazılarının uğur getirdiğine bazılarının da uğursuzluk getirdiğine inanılır.
Nikahta ayağa basmak
Nikah anında gelin ve damadın evet demesinden sonra merakla beklenen ikinci bir an da nikaha ayak basma anıdır. İmzayı attığınız dakikadan itibaren heyecandan unutsanız bile salondakilerin “bas, bas” ısrarı üzerine gelin ya da damattan birisi mutlaka bu geleneği gerçekleştirir. Kim ayağa basmayı başarırsa evin lideri o olur diye bir inanış vardır.
Düğünden önce damadın gelini görmesi
Düğünden önce kesinlikle damat gelini görmemeli diye düşünenler bunun “uğursuzluk” getirdiğine inanmaktadır.
Gelin ayakkabısının altına isim yazmak
Gelinin arkadaşları isminin gelin ayakkabısının altında olması için birbirleriyle yarışır. Düğün sonunda hangi isim silinirse o kişinin kısa süre içerisinde evleneceğine inanılır. Gelinin fırlattığı buketi yakalamak
Romantik filmlerin düğün sahnelerinin vazgeçilmez anlarından olan gelinin fırlattığı buketi yakalamak evlenecek kızlar için önemli bir ayrıntıdır. Gelinin fırlattığı buketi yakalamak isteyen kadınların amacı da beyaz atlı prensleri ile evlenmektir.
Yağmurlu günde evlenmek
Düğün günü yağmur yağarsa uğursuzluk getirir diye bir inanış vardır. Eğer güneşli ve açık bir havada evlenilirse, evliliğin daha uzun süreceği inancı yaygındır.
Evlenen çifte pirinç atmak
Evlenen çifte pirinç atma geleneği yerini kağıt konfetiler atma olarak değişmiştir. Pirinç ya da konfetiler, eve bereket getirmesi için atılır. İki bayram arasında evlenmemek
Bilimsel ve mantıklı bir açıklaması olmasa da tüm Türkiye “iki bayram arasında evlenilmez” diye bir geleneğin var olduğunu ve çok sayıda çiftin buna dikkat ederek düğün tarihi belirlediğini bilir.